Hoşgeldiniz
Ben Barış Kahraman; felsefeyi, edebiyatı ve sanatı bir araya getiren atölyeler, yazılar ve kitaplarla düşünmeyi paylaşmayı amaçlıyorum.
Bu sitede yürüttüğüm felsefe atölyelerini, yayımlanmış eserlerimi ve güncel çalışmalarımı bulabilirsiniz.
Felsefe
Atölyesi
Düşünmeyi ve tartışmayı seven yetişkinlere yönelik bu atölyede, iki haftada bir yeni bir roman seçiyor ve birlikte okuyoruz; edebiyatı ise sadece sanatsal bir ürün olarak değil, aynı zamanda bir düşünce laboratuvarı olarak ele alıyoruz. Katılımcılarla birlikte seçtiğimiz romanları okuduktan sonra, eserin içindeki felsefi temaları, insan ruhuna dair soruları ve yaşamın evrensel meselelerini birlikte masaya yatırıyoruz. Edebiyat eserlerinin temeli hep bir düşünceye, kavrama dayanır; nitekim “her edebiyat eserinin temelinde bir düşünce, bir kavram, evrensel nitelik gösteren bir duygu vardır” ve her edebiyat eseri az ya da çok felsefi bir değerde ortaya çıkar

Atölyeler
Kimler için?
Felsefeye, edebiyata ve sanata ilgi duyan; düşünmeyi, tartışmayı ve yeni bakış açıları keşfetmeyi seven herkes için. Meraklı, sorgulayıcı ve paylaşmaya açık olmanız yeterli.
Kitaplarım
Yazmak benim için hem düşünmenin hem de kendimi ifade etmenin en güzel yolu. Felsefenin derin sorularıyla edebiyatın büyüsünü buluşturduğum kitaplarımda, bazen bir denemenin içinde düşüncelerimi paylaşırken, bazen de bir şiir ya da romanın sayfalarında hayallerimin peşinden gidiyorum.
Peygamberler, Filozoflar ve Şairler’de düşünce yolculuğuma eşlik edebilir, Karganın Günlükleri ile şiirlerimin dünyasına adım atabilirsiniz. Karga Kitabı ve Baykuşun Alacavakitleri ise anlatmak istediklerimi roman kurgusuyla dile getirdiğim hikâyelerim. Son kitabım Şiirden Sızan İnce Kan ise müntehir şair Kaan İnce'den yola çıkarak şair-ölüm ilişkisini ele aldığım bir deneme.
Bir kadın orospu da olur hiç fark etmez beni yeniden doğurmaya razı olsa bile hani dedikleri gibi dünya çok küçük ya da yeniden yaşamaya değecek hiç bir şey yok bu hayatta ve kimin tekrarıyım ben yanıtı imkânsız sorular iliştirilmiş kaç bin yüzün türevidir aynada gördüğüm bu çirkinlik
Baykuş gerçek hayatta varoluşunu yaşayamayan; sürekli toplumun ve değerlerin baskısı altında anonim bir kişiliğe dönüşen modern insanı sembolize eden bir karakterdir:“Çalışıp sınavlar kazanıp devlet memuru olmuştu da ne olmuştu sanki. Mutlu mu olmuştu abisi ve arkadaşı kadar? Hayır.

Kaan İnce’den yola çıkıp müntehir şairlerden; maktul şairlerden ve hatta katil bir şairden bahsettikten sonra şair ve ölüm ilişkisi hakkında nasıl bir sonuca varılabilir? Belki pek çok sonuca ama bana kalırsa kesin olan şairlerde yoğun bir ölüm bilincinin bulunmasıdır; onların bilincinde ölüm sürekli sızlayan bir diş gibidir sanki.
Edebiyat, felsefe ve sanat iç içe geçen yazılar; denemeler, alıntılar ve öyküler aracılığıyla düşünsel bir keşif alanı sunuyor. Blog, “icab eden eseri tamamla ama ona bağlanma” diyen bir çağrı gibi — üretmek ama özgür kalmak adına yazılıyor. Tüm meraklılara içten bir davet: okumak, düşünmek ve birlikte yol almak isteyen herkesi bekler.









